Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yalnızlık Üzerine Psikolojik Bir Bakış: Tercih mi, Zorunluluk mu?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 Yaşam Memnuniyeti Verileri yalnızlık ve

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 Yaşam Memnuniyeti Verileri yalnızlık ve mutluluk arasındaki ilişkiyi gözler önüne serdi. Verilere göre, evli bireyler daha mutlu olurken, yalnız yaşayanların sayısı 5,3 milyonu geçti. İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Engin Eker, yalnızlık kavramının psikolojik boyutunu değerlendirdi.

Yalnızlık: Tercih Edilen mi, Mecbur Kalınan mı?

Dr. Engin Eker, yalnızlığın sadece insanlardan uzak kalmakla değil, aynı zamanda iç dünyamızda temas kurabilecek insanları bulamamakla da ilgili olduğunu vurguladı. Yalnız kalabilmenin bile aslında başkalarıyla kurulan bağlara bağlı olduğunu ifade eden Eker, şu sözlerle durumu özetledi:

“Yalnızlık, ancak bir başkasıyla mümkün olabilir. Kendi dünyamıza dönebilmek ve iç dünyamıza bakabilmek için yalnızlık bir tercih olmalı.”

Yalnızlıkla Baş Edememe: Kendi Gerçeğimizden Kaçıyor muyuz?

Yalnızlığın geliştirici bir yönü olduğunu belirten Dr. Eker, birçok insanın kendisiyle yüzleşme korkusu nedeniyle yalnızlıktan kaçtığını söyledi. Bu durumun psikolojik boyutunu şöyle açıkladı:

  • Gerçekle yüzleşmek acı verici olabilir ve bireyler bu acıdan kaçınmak için tüketim kültürünün sunduğu araçlara yönelir.
  • Makul düzeyde yalnızlık, kişinin kendiyle temas kurmasını sağlayarak bir gelişim süreci yaratabilir.
  • Ancak günümüzde yalnızlık, çoğu zaman boşluk hissiyle değil, haz ve geçici deneyimlerle doldurulmaya çalışılıyor.

Tüketim Kültürü ve ‘Kalabalık Yalnızlık’ Fenomeni

Dr. Eker, günümüzde yalnızlığın tüketim kültürü tarafından nasıl yönlendirildiğine dikkat çekerek, özellikle özel günlerde medyanın yalnızlığı olumsuz bir durum olarak gösterdiğini belirtti:

“Sevgililer Günü gibi özel günlerde, yalnız olmak bir prestij kaybı gibi sunuluyor. Oysa yalnızlık, insan ilişkilerinden uzak olmak anlamına gelmez. Fakat reklamlar ve popüler kültür, yalnız bireyleri nesnelere ve deneyimlere yönlendiriyor.”

Kalabalık yalnızlık kavramının yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar sosyal medya ve çöpçatanlık uygulamaları sayesinde sürekli birileriyle iletişim kuruyor gibi görünse de gerçek, derin bağlar kurmakta zorlanıyor.

Haz ve Heyecan Peşinde Koşmak: Gerçekten Mutlu Muyuz?

Dr. Eker, modern ilişkilerin bağlanma kaygısı ve ayrılık korkusuyla yüzleşememe sorunlarıyla şekillendiğini ifade etti. Günümüzde birçok insanın, anlamlı ilişkiler yerine geçici deneyimleri tercih ettiğini söyledi:

  • Ayrılık acısından kaçınmak isteyen bireyler, derin bağlar kurmaktansa kısa süreli ve yüzeysel ilişkilerle yetiniyor.
  • Bağ kurmanın riskleri ve sorumlulukları, modern birey için ağır gelebiliyor.
  • Uzun vadede anlamlı ilişkiler kuramamak, bireyin psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.

Son olarak, insanın kendini ancak ilişkiler içinde tanıyabileceğini belirten Dr. Eker, şu sözleriyle durumu özetledi:

“Bize kim olduğumuzu diğeri söyler. Ama diğerinin başladığı cümleyi bitirecek kadar yanında kalabilmek gerekiyor.