Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uzmanlardan Uyarı: İzmir, Deprem Riskinde İstanbul’dan Daha Tehlikeli!

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, İzmir’in deprem

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, İzmir’in deprem açısından İstanbul’dan daha riskli olduğunu belirterek, şehrin zemin yapısına ve kaçak yapılaşmaya dikkat çekti. Özellikle Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Bornova, Konak, Balçova, Narlıdere ve Güzelbahçe ilçelerinde riskin yüksek olduğunu vurgulayan Öziçer, “İzmir’deki zemin yapısı deprem dalgalarının şiddetini 2-3 kat artırıyor. Bu da hasarın daha büyük olmasına neden oluyor” dedi.

İzmir’de Zeminden Kaynaklanan Büyük Risk

İstanbul’da beklenen büyük depremin sıkça gündeme geldiğini hatırlatan Öziçer, İzmir’in zemin yapısı nedeniyle daha yüksek risk taşıdığını söyledi. Şehirde nüfusun yoğun olduğu bölgelerin büyük ölçüde 80 ila 120 metre kalınlığındaki alüvyon tabakası üzerinde bulunduğunu belirten Öziçer, şu açıklamalarda bulundu:

“Deprem dalgaları, alüvyon zeminde daha fazla büyür. Bu da binaların normalden çok daha fazla sarsılmasına yol açar. İzmir’de 8 kat ve üzeri yüksek binaların yanı sıra, mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar da bulunuyor. Olası bir depremde, 2020’de yaşanan 6.9 büyüklüğündeki depremde kaybettiğimiz 117 vatandaşımızdan daha fazla kayıp verebiliriz.”

Kıyı Kesimindeki Yapılar Daha Fazla Hasar Görebilir

Öziçer, özellikle İzmir Körfezi çevresinde bulunan ilçelerde kıyıya yakın binaların dolgu zeminde olduğunu ve ana kaya tabakasının derin olması nedeniyle bu bölgelerdeki yapıların daha büyük risk taşıdığını ifade etti. Bayraklı ve Bornova gibi ovaya kurulu ilçelerde depremin daha yıkıcı olabileceğini belirten Öziçer, şunları söyledi:

“Bu bölgelerde nüfus yoğunluğu fazla, binaların yaşı ilerlemiş ve mühendislik hizmeti almamış yapılar mevcut. Kaçak yapılaşma, kötü zeminle birleştiğinde risk daha da artıyor.”

İzmir’de Kaçak Yapılaşma ve Ruhsatsız Binalar Tehlike Yaratıyor

Öziçer, Türkiye’de kaçak yapının en fazla olduğu ilin İzmir olduğunu belirterek, 2019 yılında yapı kayıt belgesi alan çok sayıda ruhsatsız binanın bulunduğunu ifade etti. Bu yapıların 5 ila 6 büyüklüğündeki bir depremde bile büyük hasar alabileceğini söyledi.

2019 Sonrası Yapılan Binalar Daha Güvenli

İzmir’de yaşayan vatandaşların yapılaşmanın kötü zeminlerden uzaklaştırılması gerektiğini düşündüğünü ancak bunun büyük şehirlerde uygulanmasının zor olduğunu belirten Öziçer, 2019 sonrası yapılan binaların güvenli olduğunu söyledi:

“Son deprem yönetmeliği oldukça sıkı kurallara sahip. 2019’dan sonra yapılan binalar, zemini kötü olsa bile ağır yıkımlara karşı dayanıklı. Ancak bu yönetmelik öncesi yapılan eski binalar büyük tehlike oluşturuyor.”

Denetim Eksikliği Büyük Bir Sorun

İzmir’de jeofizik mühendislerinin belediyelerde yeterince istihdam edilmediğini belirten Öziçer, zemin etütlerinin yeterli denetimden geçmediğini vurguladı:

“İzmir’de 30 ilçenin 20’sinde jeofizik mühendisi bulunmuyor. Bu, zemin analizlerinin doğru şekilde denetlenmemesine neden oluyor. 6 Şubat depremlerinde olduğu gibi, yeterli denetim yapılmadığında yeni binaların bile yıkılabileceğini gördük.”

Öziçer, İzmir’deki deprem riskinin hafifletilmesi için zemin analizlerinin sıkı denetimden geçirilmesi ve eski yapıların kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi gerektiğini belirtti.