Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Medipol Üniversitesi Esenler Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Yılmaz, sanal kumarın neden olduğu bağımlılık döngüsünü ve doğal afetlerin bireyler üzerindeki ruhsal etkilerini değerlendirdi.
Sanal Kumar Davranışsal Bir Bağımlılığa Dönüşüyor
Uzm. Dr. Onur Yılmaz, kolay erişilebilirliği ve anlık haz vaadiyle sanal kumarın tehlikeli bir “davranışsal bağımlılık” haline geldiğini belirtti. Bu durumun, başlangıçta keyif amaçlı başlayan bir davranışken, zamanla kayıpları telafi etme dürtüsüyle kontrolün kaybolduğu bir sarmala dönüştüğünü ifade etti.
Yılmaz, planlanandan daha uzun süre oynama, bırakma çabalarının başarısız olması, sosyal çevreden uzaklaşma ve ekonomik kayıplara rağmen devam etme isteğinin bağımlılığın en belirgin işaretleri olduğunu vurguladı. Bu tabloya uyku problemleri, depresyon ve anksiyetenin de eşlik ettiğini aktaran Yılmaz, bağımlılığın temel kriterinin “kişinin engel olamadığı, tekrarlayan kumar oynama davranışı” olduğunu söyledi.
Üç Aşamalı Tedavi Yöntemi
Bağımlılıktan kurtulmak için üç temel unsurun bir arada uygulanması gerektiğini vurgulayan Dr. Yılmaz, “Psikoterapi ile risk algısının artırılması ve dürtü kontrolünün sağlanması önemlidir. Ulaşımı engellemek, sosyal medya ve internet kullanımını kısıtlamak etkili yöntemler arasında yer alır. Ailenin ise suçlayıcı değil, destekleyici bir rol üstlenmesi gerekir. İlaç tedavisi ise özellikle kaygı, depresyon ya da dürtü kontrolü bozukluğu devam eden kişilerde gündeme gelir” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, “Kişi bağımlılığının farkına vardığında ve çevresinden destek aldığında bu durumla baş etmek mümkün. Sanal kumar bağımlılığı yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun haline geliyor. Bu yüzden farkındalık artırılmalı ve tedavi süreçleri desteklenmeli” dedi.
Doğal Afetler Kalıcı Ruhsal Etkilere Yol Açabiliyor
Doğal afetlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine de değinen Dr. Onur Yılmaz, travmaya maruz kalan bireylerde ruhsal problemlerin kronik hale gelebileceğine dikkat çekti. Yılmaz, “10 yıllık bir izlem çalışmasında, afet ve acil durumlara maruz kalan kişilerin yaklaşık yüzde 22’sinde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete bozukluğu, şizofreni ya da bipolar bozukluk gibi kronik ruhsal sorunlar geliştiği görüldü. Bu grubun yüzde 9’unda ise durum ciddi seviyelere ilerliyor. Oysa erken dönemde verilen psikolojik ilk yardım, kişinin baş etme becerisini artırıyor ve kalıcı hastalıkların önüne geçebiliyor” dedi.