Okulların açılmasıyla birlikte en ağır yükü sırtlanan okul müdürlerinin hedef haline getirilmesine Eğitim-Bir-Sen Yalova Şube Başkanı Ahmet Kotçuoğlu sert sözlerle tepki gösterdi. Kotçuoğlu, “Okul idarecileri kimsenin şamar oğlanı değildir. Onlar devletin kurallarına göre görev yapar ve yaptıklarının hesabını yalnızca devlete verir” dedi.
Müdürlerin Üzerindeki Yük
Kotçuoğlu açıklamasında, okul müdürlerinin omuzlarında büyük bir sorumluluk bulunduğunu vurguladı. Başarıdan tamir-tadilata, gelir-gider dengesinden eğitim projelerine, temizlikten öğrenci-veli ilişkilerine kadar tüm işlerin merkezinde okul müdürlerinin olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Eski bir söz vardır: Okul, müdürü kadardır. Müdürün odası her zaman doludur, derdi de işi de hiç bitmez. Evinde bile aklı okulundadır. En küçük okulda bile yüzlerce öğrenci, veli ve öğretmen için çözüm bekleyen sorunlar bulunur. Buna rağmen okul müdürleri, iş bilmez ya da farklı çıkarları olan kişi, sendika veya derneklerin haksız baskısına maruz bırakılmaktadır.”
Ders Programı Üzerinden Gerilim
Yeni eğitim-öğretim döneminde ders programlarının hazırlanmasının en kritik süreç olduğuna değinen Kotçuoğlu, bazı taleplerin öğrenci ve okul yararına uygun olmaması nedeniyle karşılanmadığını söyledi. Bunun üzerine sosyal medyada ve yerel basında bazı okul müdürlerine yönelik tehditkâr ve itibarsızlaştırıcı yazılar yazıldığını dile getirdi.
“Bir öğretmenin programına dair talep, öğrenci ve okul için uygun olmayınca yapılamamış. Ancak bu gerekçe üzerinden bir bardak suda fırtına koparılmış. Okula yakışmayan gerginlikler oluşturulmuş. Daha da kötüsü, sosyal medya ve basında devlet memuru olan müdürlerimiz hedef gösterilmiştir.”
“Müdürlerimizin ve Öğretmenlerimizin Yanındayız”
Kotçuoğlu, okul idarecilerinin yalnız bırakılmasına izin vermeyeceklerini ifade ederek şunları kaydetti:
“Tüm okul müdürleri, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizin yanındayız. Devletin memuruna kimse baskı yapamaz, tehdit edemez. Okul müdürlerimiz, kendilerine verilen yetkiler kapsamında hareket eder. Onların yaptıklarının hesabını devlete vermesi yeterlidir. Bu sebeple hiçbir kişi, sendika veya dernek devletin memurunu tahakküm altına alamaz.”