Milli İstihbarat Akademisi (MİA), “Enerji Güvenliği ve Dijital-Yeşil Dönüşüm: Akıllı ve Karbonsuz Şebekelere Geçiş” başlıklı yeni analizini yayımladı. Analizde, dijital-yeşil dönüşümün yalnızca fırsatlar değil, aynı zamanda yeni riskler de barındırdığı vurgulandı.
Enerji Güvenliği ve Şebeke Kararlılığı:
MİA’nın analizinde, enerji arz güvenliği, şebeke kararlılığı ve iklim değişikliği etkileri gibi kritik konular ele alındı. Elektrik şebekelerinin güvenilirliğini sürdürmenin modern toplumların karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğu belirtilerek, elektrik sistemlerinin istemsiz enerjisiz kalmasının, ekonomik faaliyetleri durdurmanın yanı sıra günlük yaşamı da kesintiye uğrattığına dikkat çekildi.
Avrupa’daki Elektrik Kesintisi Örneği:
Analiz, son yıllarda artan elektrik kesintileri ve sistem çökmelerinin nedenlerini anlamanın önemini vurguladı. İspanya’da 28 Nisan 2025 tarihinde yaşanan büyük elektrik kesintisi örneği, binlerce kişinin metrolarda, tren istasyonlarında, havalimanlarında mahsur kaldığını, bankacılık ve ödeme sistemlerinin çöktüğünü, hastanelerin sadece acil durumlarda hizmet verebildiğini ortaya koydu.
Yenilenebilir Enerji ve Akıllı Şebekeler:
Analizde, yenilenebilir enerji kaynaklarının değişken yapısının, şebeke kararlılığını zorladığına dikkat çekildi. Akıllı şebekeler, yapay zeka, nesnelerin interneti ve veri analitiği gibi dijital teknolojilerin kullanımı ile güçlendirileceği ifade edildi. Bu dönüşümün, enerji verimliliği ve esneklik sağlamak adına zorunlu hale geldiği belirtildi.
Sistemin Güncellenmesi ve Koruma Stratejileri:
Analiz, mevcut elektrik şebekelerinin yenilikçi koruma stratejileri ile güncellenmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa’da son yıllarda yaşanan büyük ölçekli elektrik kesintileri, arz-talep dengesinin sağlanmasında yaşanan zorluklardan kaynaklanıyor. MİA, dijital-yeşil dönüşümün getirdiği tehditlere karşı yeni koruma stratejileri geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Aşırı Hava Olaylarının Etkileri:
Fırtına, kasırga, sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının enerji güvenliği üzerindeki etkilerine de değinildi. Analiz, yenilenebilir enerji entegrasyonunun, sistemdeki rezerv kapasitesini artırma gerekliliğini doğurduğunu ifade etti. Ayrıca, bazı ülkelerin nükleer santralleri, acil durum rezervi olarak yeniden devreye sokmayı tercih ettiğine dikkat çekildi.
Enerji Depolama Sistemleri ve Yüksek Yenilenebilir Entegrasyonu:
Analiz, enerji depolama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Özellikle pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerinin, kimyasal depolama sistemlerine göre daha avantajlı olduğu ifade edildi. Bunun yanı sıra, uzak mesafelerdeki yenilenebilir enerji kaynaklarının yüksek gerilim doğru akım (HVDC) hatlarıyla sisteme entegre edilmesi gerektiği belirtildi.
Siber Güvenlik ve Dijitalleşme:
Elektrik sistemlerinde dijitalleşmenin, siber tehditleri beraberinde getireceği ifade edilen analizde, mevcut haberleşme protokollerinin şifrelenmesi ve çok faktörlü kimlik doğrulama yöntemlerinin uygulanması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, yanlış veri enjeksiyonu saldırılarına karşı yapay zeka destekli anomali tespit algoritmalarının devreye alınması gerektiği belirtildi.
Operatörlerin Kapasitesinin Güçlendirilmesi:
Analizde, operatörlerin planlama kabiliyetlerinin artırılması gerektiği vurgulandı. Yeni modelleme ve optimizasyon araçlarına duyulan ihtiyaç, siber tehditlere karşı eğitim ve farkındalık programlarının önemini gözler önüne serdi. Ayrıca, hızlı müdahale kapasitesinin, enerji arz güvenliği için temel bir unsur olduğu ifade edildi.
