Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar
Milletlerin tarihinde bazı günler vardır ki, yalnızca takvimde bir tarih olarak yer almaz; bir milletin hafızasına, ruhuna ve geleceğe dair kararlılığına kazınır. 29 Ekim, bizim için tam da böyle bir gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen büyük mücadelenin ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum günüdür. Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımız tarafından coşku, şükran ve gururla kutlanmıştır.
Bu coşkunun en zarif örneklerinden biri, Tataristan’ın başkenti Kazan’da Türkiye Cumhuriyeti Kazan Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu idi. Diplomatik temsilciler, iş insanları, akademisyenler, öğrenciler ve bölgedeki Türk toplumu ile Tatar halkından misafirlerin bir araya geldiği bu buluşma, yalnızca bir kutlama programı değil; Türkiye’nin dünya sahnesinde sergilediği zarafet, vakar ve saygınlığın güçlü bir yansıması oldu.
Bu yıl resepsiyona ayrıca Eskişehir’den Kazan’a ziyaret amacıyla gelen değerli bir grup iş insanının katılımı, programın kültürel, ekonomik ve sosyal etkileşim yönünü daha da güçlendirdi. Bu katılım, Anadolu şehirleri ile Kazan arasındaki bağların yalnızca tarihî değil, bugün de canlı ve işbirliğine açık olduğunun önemli bir işaretidir.
Resepsiyon, Rusya Federasyonu Din İşleri Başkanı ve Şeyhülislam Talgat Safa Taceddin’in yüksek katılımlarıyla daha da derin bir diplomatik anlam kazanmıştır. Bu katılım, Türkiye’nin bölgedeki kültürel ve manevi bağlarının yalnızca tarihsel bir hatıra olmadığını; bugün de saygı ve etkileşim içinde yaşayan bir bağ olduğunu gösterdi.
Bu anlamlı buluşmaya ev sahipliği yapan Türkiye Cumhuriyeti Kazan Başkonsolosu Sayın Uğur Yılmaz, törende yaptığı konuşma ve resepsiyon boyunca sergilediği temsil gücüyle, yalnızca görevini icra eden bir diplomat değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin vakarını, devlet adabını ve tarihî sorumluluğunu taşıyan bir devlet adamı olarak öne çıkmıştır.

Başkonsolos Uğur Yılmaz’ın Konuşması (Tam Metin)
“29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da büyük coşku ve gururla kutluyoruz. Sevgili Kazanlılara, bölgedeki dostlarımıza ve kıymetli vatandaşlarımıza resepsiyonumuzu onurlandırdıkları için teşekkür ediyorum.
Elbette, Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümünü idrak ettiğimiz 29 Ekim günleri, bu özel günü kutlamanın yanı sıra, aynı zamanda ülkemizin tarihi boyunca üstesinden gelinen zorluklar ve kazanımları üzerinde millet olarak bir kez daha düşündüğümüz, geçmişe ve geleceğe ilişkin yeniden değerlendirme yaptığımız günlerdir.
Türk milletinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde yürüttüğü emsalsiz mücadele ve kararlılık neticesinde kurulan Cumhuriyetimiz; güçlü demokrasisi, gelişmiş ekonomisi ve dinamik nüfusu ile bugün uluslararası toplumun dünya barışına katkı yapan müstesna üyelerinden biri olarak geleceğe umutla bakmaktadır.
Cumhuriyetimizin temel değerlerinin özünde disiplin, azim, akıl ve çok çalışma ile her zaman daha iyisini gaye edinme ve yapma anlayışı yer almaktadır. Biz de bu anlayışla, her daim daha iyisi için gayret sarf edeceğiz, daha çok çalışacağız.
Başkonsolosluğumuzun görev çevresindeki dost ve kardeş halklarla ilişkilerimizin günden güne pekişeceğine, iş birliği ve dayanışmamızın daha da güçleneceğine inancım tamdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyet Bayramımızı kutluyor, Türk toplumunu ve tüm Rusya Federasyonu halkını en kalbi duygularımla selamlıyorum.”

Temsilin Değeri
Diplomaside temsil, yalnızca bir görev tanımı değil; devlet vakarını taşıma sorumluluğudur.
Sayın Uğur Yılmaz’ın resepsiyondaki:
- misafir karşılama zarafeti,
- protokol hassasiyeti,
- iletişim dili ve nezaketi,
Türkiye’nin tarihî devlet kültürünün Kazan’daki güçlü bir yansıması olmuştur.
Bu tavır, devlet adabının yaşayan halidir.
Kazan’da Cumhuriyet Yalnızca Kutlanmadı; Yaşatıldı
Konuşmada vurgulanan:
- Disiplin
- Azim
- Akılcılık
- Çalışmayı esas alma
- Her zaman daha iyiyi hedefleme
Cumhuriyet’in ruhunun bugüne taşınan yönüdür.
Ve bu ruhu yaşatacak olan yalnızca devlet kurumları değil, nerede bir Türk varsa oradadır.
Kazan’ın Manevi Derinliği ve Kültürel Bağı
Kazan, Türk-İslam medeniyetinin kadim şehirlerinden biridir.
Bu şehirdeki her buluşma, tarihe uzanan bir kardeşlik ve hatırlayış köprüsüdür.
Bu nedenle resepsiyon yalnızca bir diplomatik etkinlik değil, kültürel bir devamlılık beyanıdır.

Sonuç
Cumhuriyet, milletimizin ortak vicdanı ve yürüyen iradesidir.
Kazan’da yaşanan bu kutlama, bize şunu bir kez daha göstermiştir:
Cumhuriyet yalnızca sınırlarımız içinde değil, nerede bir Türk nefes alıyorsa orada yaşamaktadır.

Bu vesileyle:
- Başkonsolosumuz Sayın Uğur Yılmaz’a,
- Resepsiyona katkı sunan tüm diplomatlara,
- Kazan’daki kardeş halklara,
- Ve Eskişehir’den programa katılım sağlayarak bu bağı güçlendiren iş insanlarına
Teşekkürlerimi sunuyorum.
Yaşasın Cumhuriyet.
Var olsun Türkiye. 🇹🇷

YORUMLAR