Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

GENÇ SAVCI ADAYININ ÇIĞLIĞI: ADALET KENDİ İÇİNDE KAYBOLDU

Adana Adliyesinde görev yapan genç bir Cumhuriyet Savcısı Adayı, hayatına

Adana Adliyesinde görev yapan genç bir Cumhuriyet Savcısı Adayı, hayatına son vererek yargı camiasını ve kamuoyunu derinden sarsan bir trajediye imza attı. Geride bıraktığı not, sadece bir bireyin yaşadığı zorlukları değil, aynı zamanda sistemin içindeki çürümeyi de gözler önüne seriyor.

Savcı adayı, bir süredir çalıştığı kurumda maruz kaldığı mobbing ve tehditlerden bahsetmiş; özellikle Koordinatör Hakim M.Ç. ve Mentör Savcı S.Ü.Y.’nin baskıları altında ezildiğini dile getirmiş. Bu iddialar, hukukun en temel değerlerinden biri olan “adalet” ilkesinin, adaletin temellerini inşa edenler tarafından hiçe sayıldığını düşündürüyor.

Kendi çabasıyla hukuki hakkını aramak isteyen savcı adayı, Adana Cumhuriyet Başsavcısı B.G. ve Komisyon Başkanı M.A.Ç. ile görüşerek yardım talebinde bulunduğunu belirtmiş. Ancak bu süreçte herhangi bir somut adım atılmadığına dikkat çekmiş ve çareyi kamuoyuna seslenmekte bulmuş. Ne yazık ki, bu ses yardım çağrısı olmaktan çıkıp, acı bir vedaya dönüştü.

Genç savcı adayı geride bıraktığı mesajında, “Aşağıda attığım cübbeyi giymek en büyük hayalimdi, yüce Allah kısa da olsa nasip etti” diyerek, mesleğine olan sevgisini ve bağlılığını vurguladı. Ancak, meslektaşları tarafından gördüğü baskının bu bağlılığı nasıl bir yıkıma dönüştürdüğü, yargı sistemindeki zayıflıkları ve ihmal edilen insan onurunu ortaya koyuyor.

Bu olay, bir kez daha iş yerinde mobbingin insan hayatı üzerindeki yıkıcı etkilerini ve sistemdeki denetim eksikliklerini sorgulatıyor. Yargının, kendi içindeki sorunları çözmekte yetersiz kalışı, “Adalet dağıtanların adalet aradığı bir ülke olur mu?” sorusunu akıllara getiriyor.

Bu trajik olayın, sadece bireysel bir acı olarak kalmaması, aksine yargı camiasındaki çalışma ortamının iyileştirilmesi için bir dönüm noktası olması gerekiyor. Genç bir hukukçunun hayalleri yarım kaldı, ancak geride bıraktığı çığlık asla unutulmamalı.

“Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal,
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş.”

Huzur içinde yat, genç meslektaş…

Adalet arayan savcı adayının sesi neden duyulmadı? sorumlular kim olacak?