Türkiye’nin iç güvenlik tarihinde iz bırakan isimlerin başında hiç kuşkusuz E. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin gelir. Ömrünü milletin birliğine, vatanın bölünmez bütünlüğüne ve devletin bekasına adamış bu komutan, sahada cesaretiyle, masada sağduyusuyla; rütbelerle değil, gönüllerle anılan bir kahraman olarak hafızalara kazınmıştır.

Disiplinli Bir Yükseliş: Görev Yerleri ve Rütbeleri
1986 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun olan Arif Çetin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli birliklerinde görev alarak, disiplinli yükselişini sürdürmüş ve Jandarma teşkilatının en önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Türkiye’nin terörle mücadelede en çetin bölgelerinde görev yapması, onun cesaret ve sadakatinin en somut göstergelerinden biridir.
Kars, Bingöl, Tunceli, Hakkâri, Siirt, Şırnak, Van ve Diyarbakır gibi illerde İl Jandarma Komutanlığı ve Tugay Komutanlığı görevlerini üstlenmiş; yalnızca operasyonel başarılarıyla değil, halkla kurduğu güçlü gönül bağlarıyla da örnek olmuştur. Askeri stratejinin ötesine geçerek, bölge halkının kültürünü tanımış; aşiretler ve kanaat önderleriyle doğrudan temas kurarak güven ortamını tesis etmiştir.

15 Temmuz Gecesi: Darbenin Seyrini Değiştiren Tavır
15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ’nün hain darbe girişimi sırasında, milletin yanında saf tutan komutanlardan biri de Arif Çetin Paşa olmuştur. Henüz gecenin ilk saatlerinde yaptığı net ve kararlı açıklamayla Jandarma Genel Komutanlığı’nın milletin ve meşru iradenin emrinde olduğunu beyan etmiş, bu açıklama moralleri yükseltmiş ve birliklerin direncini artırmıştır.
Ankara Gölbaşı’ndaki Jandarma Özel Harekât Karargâhı’na düzenlenen saldırıda 51 personelin şehit düştüğü o karanlık gecede, Arif Çetin’in yayınladığı mesaj hem ordu içinde hem halk nezdinde darbecilere karşı güçlü bir duruşun sembolü olmuştur. Onun çağrısıyla birçok jandarma birliği darbeye karşı koymuş, demokrasiye sahip çıkmıştır. Bu tutum, darbenin başarısızlığa uğratılmasında belirleyici rollerden biri olarak tarihe geçmiştir.

Terörle Mücadelede Efsanevi Komutanlık
Orgeneral Çetin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yürütülen terörle mücadele operasyonlarında sadece silaha değil, akla ve kalbe de dayanan çok boyutlu bir güvenlik stratejisi uygulamıştır. Gabar, Cudi, Kato Dağı, Bestler-Dereler ve Amanoslar gibi dağlık bölgelerde yürüttüğü operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler indirmiştir.
Ancak onun en büyük farkı, sadece askeri başarılarla değil, bölge halkıyla kurduğu sıcak ilişkilerle de öne çıkmasıdır. Operasyon sonrası halkın yanında olmuş, devletin şefkat yüzünü temsil etmiştir. Başlattığı “Sosyal Sorumluluk Temelli Güvenlik Politikası” sayesinde karakolları birer sosyal merkez haline getirerek, çocuklara kitap, kadınlara eğitim, yaşlılara destek sağlayan projelerle güvenliğin yalnızca silahla değil, umutla da sağlanabileceğini göstermiştir.

Kanaat Önderleri ve Aşiretlerle Gönül Köprüleri
Orgeneral Arif Çetin’in başarısının temelinde, bölge halkıyla kurduğu samimi ilişkiler yer alır. Aşiret liderleri ve kanaat önderleriyle birebir teması, onların sözlerine gösterdiği saygı, halkın değerlerini tanıma konusundaki özeni, toplumsal barışı pekiştirmiştir.
Bu yaklaşım sayesinde, yıllarca güvenlik güçlerine mesafeli duran birçok aile çocuklarını okula göndermeye başlamış, gençler terör örgütlerinden uzak durmayı tercih etmiştir. Bu, Türkiye’nin iç güvenlik sorununa yalnızca silahla değil; akılla, vicdanla ve gönülle de çözüm üretilebileceğini kanıtlamıştır.

Milletin Kalbinde Yaşayan Bir Lider
Bugün emekli olsa da Orgeneral Arif Çetin’in adı hâlâ Türkiye’nin dört bir yanındaki karakollarda, komutan odalarında ve halkın gönlünde yaşamaktadır. Doğu illerinde hâlâ “Arif Paşamız” diye anılması, onun halkla bütünleşmiş samimi duruşunun en güçlü göstergesidir. Şehit ailelerinin acılarını paylaşmada gösterdiği hassasiyet, Ramazan aylarında askerlerle iftar sofralarına oturması, onun halktan biri olduğunu göstermektedir.

Vefa, Sadakat ve Dostluk: Siirt ili Günbuldu Köyü Ziyareti
Yakın tarihte, Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Günbuldu köyünde düzenlenen anma programı, Arif Çetin Paşa’nın devlet geleneğine, vefaya ve dostluğa verdiği önemi bir kez daha ortaya koymuştur. Merhum Rahmi Solmaz’ın vefatının sene-i devriyesinde bizzat katıldığı program, onun yalnızca bir dostunun değil; aynı zamanda milletine ve devletine hizmet etmiş bir şahsiyetin hatırasına da hürmetini göstermiştir.
Bu ziyaret, Paşa’nın aşiretlerle ve kanaat önderleriyle olan ilişkilerinin sadece görev odaklı değil; gönül temelli olduğunu da gözler önüne sermiştir. Emeklilik döneminde dahi devletin temsiliyle halk arasında köprü olmaya devam eden bu duruş, halkın gönlünde olduğu kadar devlet katında da saygıyla karşılanmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu’daki kanaat önderleri onu yalnızca bir komutan değil; gerektiğinde bir evlat, gerektiğinde bir dost, gerektiğinde bir sığınak olarak görmektedir.

Sonuç: Askerî Liderlikten Halkın Kahramanlığına
Orgeneral Arif Çetin, devletin gücünü halka şefkatle yansıtan, vatan toprağını yalnızca haritada değil, gönlünde de taşıyan bir komutandır. Disipliniyle devleti, tevazusuyla milleti temsil etmiş; 15 Temmuz’da gösterdiği cesaretle demokrasi tarihine geçmiştir. Üniformasının hakkını verirken, milletin duasını da hakkıyla taşımıştır.
Türkiye, Arif Çetin gibi yiğit evlatlara sahip oldukça, hiçbir tehdit karşısında boyun eğmeyecektir. Çünkü o yalnızca bir asker değil, Türk milletinin kalbinde yer etmiş bir gönül kahramanıdır.
