Nöbetçi Eczaneler
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), aralarında Cumhurbaşkanına rektör atama yetkisi tanıyan ve belediyelerin yurt açma yetkisini sınırlayan yasaların da bulunduğu toplam beş kanun ve bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.
Gökhan Günaydın: “Hukukun Yanındayız”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, AYM önünde yaptığı açıklamada, 7548, 7549, 7550 (10. Yargı Paketi), 7551, 7552 (İklim Kanunu) sayılı kanunlar ile 186 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ilişkin itiraz dilekçelerini sunduklarını belirtti. Günaydın, “Cumhur İttifakı’nın, muhalefetin hiçbir önergesini dikkate almadığı bir Meclis düzeniyle karşı karşıyayız. Bu düzenlemelere karşı yargı yolunu kullanıyoruz” dedi.
“AYM Kararı Yok Sayılıyor”
CHP’nin iptalini istediği düzenlemeler arasında, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen “Cumhurbaşkanının rektör atama yetkisi” de yeniden gündemde. Günaydın, “AYM, bu yetkiyi daha önce iptal etti. Ancak Cumhur İttifakı bu yetkiyi başka bir düzenlemeyle yeniden yasalaştırdı. AYM ile iktidar arasında adeta bir inatlaşma yaşanıyor” diyerek süreci eleştirdi.
“Belediyelerin Yurt Açma Yetkisi Ellerinden Alındı”
Günaydın, belediyelerin yurt açmasını engelleyen düzenlemenin de iptal için Anayasa Mahkemesi’ne taşındığını söyledi. “Bu düzenleme, yerel yönetimlerin sosyal hizmet kapasitesini doğrudan hedef alıyor. Bu da anayasal eşitlik ve kamu hizmetine erişim ilkelerine aykırı” ifadelerini kullandı.
“İklim Kanunu ve 10. Yargı Paketi de AYM’de”
CHP, yeni düzenlenen İklim Kanunu’nun da tüm maddeleriyle iptalini talep etti. Ayrıca, “10. Yargı Paketi” olarak bilinen 7550 sayılı kanun da AYM’ye taşınan önemli düzenlemelerden biri oldu. Günaydın, “Bu yasaların içerdiği bazı maddeler açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir” dedi.
“Devlet Mezheplere Kördür” Vurgusu
Gökhan Günaydın, açıklamasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanı Yardımcılığı açıklaması”na da değindi. Günaydın, Türkiye Cumhuriyeti’nin mezhep esaslı bir yapı olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Lübnan benzetmesini reddediyorlar ama neden? Lübnan’da anayasal olarak mezheplere göre görev dağılımı var. Türkiye Cumhuriyeti ise vatandaşlık temelli, laik bir devlettir. Devlet, mezheplere kör olmak zorundadır.”