Abdurrahim Solmaz
Bazen bir ziyaret sadece bir ziyaret değildir.
Bazen bir kapıdan içeri adım attığınızda, ayağınız bir yere değil, yüreğinize basar.
İşte benim Siirt Vakfı Ankara Şubesine yaptığım ziyaret tam olarak böyle bir anlam taşıyordu.
Çünkü orada memleketin ruhu, insanın içini ısıtan hemşehrilik duygusu, birbirine omuz vermeyi şeref bilen bir kültür vardı.
Şubenin kapısından içeri girdiğimde gördüm ki; burası yalnızca bir vakıf binası değil, bir yuva.
Gençlerin nefes aldığı, hemşehrilerin buluştuğu, gönüllerin birbirine değdiği bir sığınak…
Bu yuvanın mimarı ise; memleketimizin değerli ismi, kıymetli büyüğümüz, siyaset ve devlet tecrübesini vakıf çalışmalarıyla harmanlayarak toplumsal faydaya yönlendiren Afif Demirkıran.
Kökünü Unutmayan Adam
Afif Bey’i yıllardır tanırım.
O, sadece üç dönem milletvekilliği yapmış bir siyaset adamı değildir; yıllarca devletin kritik kademelerinde görev alarak kamusal sorumluluğun en temiz örneklerini vermiş bir bürokrattır.
Devlette görev yapmak kolay değildir.
Makam gelir, gider.
Ancak devlet terbiyesi, millet ahlakı ve yüreğe işlenmiş memleket sevdası kalır.
Afif Demirkıran’da gördüğüm tam da budur:
* Makamı taşıyan değil; makamı anlamlı kılan bir duruş,
* Görevini yapan değil; görevini hakkıyla temsil eden bir karakter,
* Şehir için konuşan değil; şehir için çalışan bir irade.
Kısacası, o kökünü unutmayan, “nereden geldiysem oraya borçluyum” diyen adamlardandır.
Bugün Ankara’da bir vakfın başında oturması; rastlantı değil, tevafuk değil, bir devamlılığın, bir hizmet çizgisinin doğal sonucudur.

Gençlere Açılan Bir Yuvası Var Siirt’in
Vakıf binasını gezerken gördüğüm şey beni gerçekten duygulandırdı:
* Öğrencilerin ders çalışabildiği sessiz alanlar,
* Sohbetlerin sürdüğü sıcak bir çay salonu,
* Kütüphane köşeleri,
* Kültürel buluşmalar için ayrılmış salonlar…
Ve en önemlisi:
Yalnız kalmayan gençler.
Büyük şehirde yalnızlık ağırdır.
Hele memleketinden uzakta bir genç için çok daha ağır…
Ama bu vakıfta gençler yalnız değil.
Çünkü kapıdan giren her öğrenciye söylenen söz belli:
“Evine hoş geldin.”
Bu cümle, bir gencin yüreğindeki yükü hafifletir.
Çünkü insanı insan yapan; hissedilen güvendir.
Afif Bey işte tam da bunu sağlamıştır:
Bir bina değil, bir yuva inşa etmiştir.
Bayrağına, Vatanına, İnancına Sahip Gençler Yetiştirmek
Burada verilen destek sadece maddi değildir.
Burada bir nesil inşa ediliyor.
Şöyle bir düşünelim:
Bir toplum gençliğinin karakteri kadar güçlüdür.
Gençlik; vatanını seviyorsa, bayrağına sahip çıkıyorsa, imanını taşıyorsa,
o millet ne fırtınadan korkar, ne rüzgârdan savrulur.
Siirt Vakfı Ankara Şubesi’nde:
* Vatan sevgisi,
* Bayrak şuuru,
* Millet olma bilinci,
* İslam ahlakı ve adabı
gençlerin ruhuna başarıyla işleniyor.
Afif Bey’in bu konudaki yaklaşımı çok nettir:
“Evlatlarımız; imanlı, karakterli, dik duran, değerlerini bilen gençler olacak.”
İşte geleceği kuracak olan ruh budur.
Siirt Evi: Bir Yapı Değil, Bir Kimlik İnşası
Ziyaretimizin önemli başlıklarından biri de Siirt Evi projesi idi.
Bu proje; kâğıt üzerinde bir plan değil,
bir medeniyet bağıdır.
Siirt Evi:
* Hemşehrilerin buluşacağı,
* Kültürel etkinliklerin gerçekleştirileceği,
* Gençlerin kendini geliştireceği,
* Şehrin ruhunun Ankara’da yaşayacağı
kalıcı bir merkez olacaktır.
Bir insan ancak sevdiği toprağa böyle hizmet eder.

53 Öğrenciye Uzanan El
2025–2026 eğitim yılında 53 ihtiyaç sahibi öğrenciye aylık 2.500 TL burs sağlanması kararı, vakfın en güçlü dayanışma örneklerinden biridir.
Bu destek sadece para değildir.
Bu destek:
* “Sen yalnız değilsin,”
* “Biz seni görüyoruz,”
* “Biz seninleyiz,”
* “Bu yol birlikte yürünecek.”
sözünün hayata geçmiş hâlidir.
Bu yürektir.
Bu memleket bilincidir.
Bir Ziyaretin Kalpte Bıraktığı İz
Görüşmenin sonunda Afif Bey’in söylediği şu söz beni çok etkiledi:
“Hemşehrimin, kardeşimin ziyareti bizi ziyadesiyle memnun etti.”
Bu söz; bir nezaket ifadesi değil,
bir gönül bağıdır.
Ve ben de aynı gönülden şunları söylüyorum:
Afif Demirkıran, memleketimizin nadide evlatlarındandır.
Devlete, millete, çocuklarımıza emek vermiş;
tecrübesini hizmete dönüştürmeyi bilmiş bir liderdir.
Onun vakıf başkanlığındaki varlığı;
Siirt için bir şans,
gençler için bir ışık,
hemşehriler için bir buluşma merkezidir.
Ve en önemlisi:
Afif Bey yalnız değildir.
Biz de yalnız değiliz.
Çünkü biz birlikte Siirt’iz.

Son Söz
Birlik, yürekle olur.
Vefa, yanında durmakla olur.
Kardeşlik, omuz omuza yürümekle olur.
Siirt Vakfı Ankara Şubesinde gördüğüm şey tam olarak buydu:
Birlik.
Vefa.
Kardeşlik.
Memleket sevgisi.
Millet şuuru.
Memleket için, gençler için, yarınlar için…
Ne gerekiyorsa, birlikte yapacağız.
Çünkü biz beraberken güçlüyüz.
Biz Siirt’iz.

YORUMLAR