Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AK Parti’li Uygur: Siyaseti sadece idare sanatı olarak görmüyoruz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, Bursa’da düzenlenen ‘Bir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, Bursa’da düzenlenen ‘Bir Sofrada Rumeli-Balkan’ programında yaptığı konuşmada, siyaseti sadece bir yönetim aracı olarak değil, kültürü yaşatmanın, milleti birleştirmenin ve gönülleri ihya etmenin vesilesi olarak gördüklerini ifade etti. Etkinlik, AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı tarafından, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde organize edildi.

“Tarihi Omuzlarında Taşıyan Bir Sofrayla Buluştuk”

Uygur, konuşmasında Bursa’nın tarihsel önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu sofra geçmişin hatırasını, bugünün sorumluluğunu ve yarının umudunu bir araya getiriyor. Her lokmasında uzun yolların sabrı, her sözünde uzak diyarlardan taşınan dualar gizlidir.”

“Bu Masa Birlik Olmanın Sofrasıdır”

Etkinliğin bir kültürel hafıza olduğunu vurgulayan Uygur, şöyle konuştu:

“Bu masa, sadece bir yemek masası değil; ayrılıkların hüznünü, kavuşmaların sevincini, kardeşliğin gücünü yaşatan, birlik olmanın ve bir arada kalmanın simgesidir. Çünkü bu sofraya yalnızca ekmek değil, tarih, kimlik ve vefa da konur.”

‘Bir Sofrada’ Programlarıyla Gönül Köprüleri Kuruluyor

‘Bir Sofrada Demokrasi’, ‘Bir Sofrada Teşkilat’ gibi programlarla milletle bağ kurduklarını belirten Uygur:

“Mehmet Akif’in o derin ifadesiyle, ‘Tarih tekerrür etmesin’ diye geçmişten ibret alıyor, geleceğe yön vermek için gönül sofralarımıza yenilerini ekliyoruz,” dedi.

“Rumeli Göç Değil, Kök’tür”

Uygur, Rumeli ve Balkan göçmenlerinin Türkiye için taşıdığı anlamı da şu ifadelerle özetledi:

“Rumeli göç değil köktür, Balkan hatıra değil hafızadır. Bu topraklara gelenler muhacir değil, öz be öz evlattır. Sayın Cumhurbaşkanımızın yıllardır dile getirdiği gibi: ‘Rumeli’den gelen bizim göçmenimiz değil, bizim özümüzdür, kökümüzdür.