Nöbetçi Eczaneler
Konya Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Kamanlı, 2000 yılı öncesi yapılan binaların büyük bir risk oluşturduğunu belirterek, “Bu binaların gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi. Konya’da son olarak Taşoluk Apartmanı’nın çökmesi, yapı güvenliği konusundaki endişeleri yeniden gündeme taşıdı.
Konya’da Çöken Binalar Felaketi Gösteriyor
Konya’nın Selçuklu ilçesinde bulunan Taşoluk Apartmanı, 24 Ocak’ta henüz bilinmeyen bir sebeple çöktü. Enkaz altında kalan Suriye uyruklu Muhammed ve eşi Emine Mustafa hayatını kaybederken, 3 kişi yaralı olarak kurtarıldı.
Bu olay, 2 Şubat 2004’te yaşanan Zümrüt Apartmanı faciasını hatırlattı. Yapısal hatalar nedeniyle çöken 12 katlı bina, 92 kişinin hayatını kaybetmesine, 30 kişinin ise yaralanmasına neden olmuştu. Prof. Dr. Mehmet Kamanlı, bu iki trajik olayın, yapı stokunun ne kadar büyük bir risk taşıdığını gösterdiğini vurguladı.
“Binalar Deprem Olmadan Çöküyor”
2000 yılı öncesinde inşa edilen binaların ciddi risk taşıdığını belirten Kamanlı, şu ifadeleri kullandı:
“2000 öncesi yapı stokumuz çok ciddi bir tehlike oluşturuyor. Daha az riskli deprem bölgesinde olmamız, bu tehlikeyi yok saymamız anlamına gelmez. Bizim de yapı stokumuz büyük risk taşıyor ve zeminde ciddi sorunlarımız var. Zümrüt Apartmanı’nda yaşadığımız faciayı şimdi Taşoluk Apartmanı’nda tekrar gördük. Eğer önlem almazsak, bu tür felaketleri yaşamaya devam edeceğiz.”
Kamanlı, özellikle deprem olmadan binaların çökmesinin ciddi bir sorun olduğuna dikkat çekerek, şehirlerin yapı stoklarının acilen gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
“Şehirlerin Yapı Stokları Haritalandırılmalı”
Kamanlı, mevcut yapıların güvenliğinin incelenmesi için tüm üniversiteler, kamu kurumları ve belediyelerle birlikte bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti.
“İnsanlar, yaşadıkları evin ne kadar güvenli olduğunu bilmeden nasıl huzur içinde yaşayabilir? Bunu çözmek için Konya Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, üniversitelerin ve ilgili kurumların içinde olduğu bir proje başlatılmalı. Şehrin mevcut yapı stokunun haritası çıkarılmalı ve tehlike analizleri yapılmalı. Aksi takdirde, yeni çökmeler yaşanacak ve biz sadece enkaz kaldırmaya devam edeceğiz.”
“Daha Büyük Facialar Yaşanabilir”
2000 yılı öncesi yapıların ülkenin beka sorunu olduğunu vurgulayan Kamanlı, “Bu binaların acilen kontrol edilmesi gerekiyor. İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde büyük risk var. Eğer önlem almazsak, çok daha büyük facialar yaşayabiliriz” dedi.
Kendi ağırlığıyla çöken binaların büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Kamanlı, “Bir bina bir akşam vakti çöküyor, insanlara mezar oluyor. Daha büyük kayıplar vermemek için yapı güvenliğini sağlamak zorundayız” ifadelerini kullandı.