“Garip Sessizlik Anları” Türkiye’de Çalışma Hayatını ve İletişimi Nasıl Etkiliyor?
Küresel literatürde “awkward silence” (garip sessizlik) olarak tanımlanan ve diyalog sırasında 5 saniyenin üzerindeki duraksama ile sessizlikleri ifade eden bu fenomen, yeni bir araştırma ile derinlemesine incelendi. Araştırma, Türklerin en çok yöneticileriyle yaşadığı “garip sessizlik” anlarından rahatsızlık duyduğunu ve Z kuşağının bu durumlardan en fazla etkilenen jenerasyon olduğunu ortaya koydu.
İngilizce özel ders platformu Preply’nin, Türkiye’nin de dahil olduğu 21 ülkede 26 bin 719 katılımcı ile gerçekleştirdiği araştırma, dünya genelinde sessizliklerin 6,8 saniyeden sonra “garipleşmeye” başladığını belirledi.
Sivişoğlu: ‘Garip Sessizliklerin Kaynağı Avcı-Toplayıcı Toplumlara Kadar Uzanıyor’
Araştırmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, sosyal bilimci Ty Tashiro’nun teorisinden alıntı yaparak, “Sosyal etkileşimlerde yaşanan sessizlikler sırasında beynimizdeki amigdala bölümünde alarm zilleri çalmaya başlar. Bazı sessizliklerin ‘garip’ hissettirmesi, avcı-toplayıcı toplumlara kadar uzanıyor. Küresel bir fenomen olan bu sessizliklerin hangi toplumda ne kadar rahatsızlık yaratacağı ise dilin ritmine, melodisine ve kültüre bağlı olarak değişiyor,” dedi.
Türkler, Yöneticileriyle Yaşadıkları Garip Sessizliklerden Daha Fazla Rahatsız Oluyor
Araştırma, Türkiye’deki katılımcıların, iş yerlerinde yöneticileriyle yaşadıkları garip sessizliklerden en fazla rahatsız olduklarını ortaya koydu. Özellikle kadınların, erkeklere kıyasla bu tür durumlardan daha çok etkilendikleri gözlemlendi. Ayrıca Z kuşağı (16-24 yaş arası) da herhangi bir garip sessizlikten en fazla rahatsızlık duyan grup oldu. Sivişoğlu, “Garip sessizliklerin rahatsız edici boyutu, kabul edilmeme kaygısı ile bağlantılıdır. Yaş ilerledikçe bu kaygılar hafifler,” dedi.
İlk Buluşmalar, En Rahatsız Edici Sessizlik Durumu
Araştırmaya göre Türkiye’deki katılımcılar, en rahatsız edici sessizlik durumunun ilk buluşmalar olduğunu belirtti. İlk buluşmalar, %38’lik oranla en yüksek rahatsızlık kaynağı olurken, topluluk önünde konuşma (%35) ve partnerle önemli bir konuda tartışma (%30,7) ise onu takip etti. Z kuşağı, cenazelerde, ilk buluşmalarda ve topluluk önünde sessizliklerden daha fazla rahatsızlık duydu.
Dolgu Kelimelerle Sessizliklere Son Verilebilir
Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, “Bu sessizlik anlarını sona erdirmek için dolgu kelimeler kullanmak, iltifat ederek soru sormak gibi yöntemler etkili olabilir,” dedi. Sivişoğlu, Preply olarak, yabancı dil öğretiminde öğrencilerin dilin ritmi ve kültürüyle öğrenmelerine olanak sunduklarını vurguladı. Yabancı dildeki dolgu kelimeler (örneğin, “Well”, “So”, “Anyway”) öğrencilerin gündelik konuşmalarına dahil edilerek, iletişimdeki sessizlikler ortadan kaldırılabiliyor.